"BİR HESABI DAHA KAPATTIK BUGÜN...YILLARIN İPİNİ ÇEKE ÇEKE GİDİYORUZ...MAKSAT HAYAT OLSUN......."



Sevgili Dostlar,

Sayfamızda edebi bilgilerin yanı sıra eğlenerek vakit geçirebileceğiniz videolar, genel kültürünüzü geliştirebileceğiniz makaleler,Türk toplumu ile ilgili önemli bilgiler, her konuda yazılmış şiir ve hikayeler de bulunmaktadır. Yorum ve eleştirilerinizin bloğumuzu geliştireceğini belirterek sizinle buluşmaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Tüm yoldaşlara ve kardaşlara selam olsun...



Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin!!"

Neyi arıyorsan sen, O'sundur" der Mevlana..
Zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşık....
Elinden tuttuğumuz her sevgili, bizi sürükleyip, kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir keşif gezisine çıkarır.
Her ilişki, benliğimizde bir kazıdır aslında,her sevda ruhumuzun bir başka yüzü...
Her aşkta kendimizi ararız,o yüzden bulduklarımız benzerimizdir.
Resimlerini yan yana koyun sevdiklerinizin ve dikkatle bakın yüzlerine,
onların suretlerinden kendi yüzünüz bakacaktır size...
Aşk denilen kaleydoskobun buzlu camına gözünüzü dayadığınızda,
binbir cam rengarenk ışıklar saçarak döndüğünde,
her seferinde bambaşka şekiller ördüğünü görürsünüz.
Her camda, farklı bir renginiz vardır;her şekilde sizden bir parça...
Aşklarınız hülasanızdır.
Sevdiginiz her adam, beğendiğiniz her kadın farklı ruh hallerinizi ele verir;
arada bir çevirdiniz mi kaleydoskobu,
cam paralar yer değiştirip yeni şekiller alır;hepsi siz...
Sevgilinizin gözlerindeki dolunay,
sizdeki ışığın yansımasıdır aslında;
dilindeki sizin ilhamınız, tenindeki sizin yansımanızdır.
Yoksa halâ bir sevdiğiniz,o henüz kendinizi bulamadığınızdandır...
Aşk, narsizmdir.
Sevda, çevrildikçe içinizin farklı ışıklarını yakan eğlenceli bir kaleydoskop gibi başımızı döndürüyor.
Ve biz, hep baharı takip ederek dünyayı gezen bir gezgin gibi içimizdeki eski baharları arıyoruz.
Narcissusu'u bilirsiniz;
Öyle heybetli ve güzelmiş ki,bakmaya dayanazmazmış kendine...
Gün boyu ayna karşısına geçip kara gözlerini,incecik burnunu,dar kalçalarını,
kıvırcık saçlarını seyredermiş hayran hayran...
Bir gün ırmak kenarında gezinirken,sudaki yansımasına ilişmiş gözü.
Uzanıp, iyice bakmak istemiş.
Tam gördüğünde kendisini,dengesini kaybedip düşüvermiş ırmağa, kapılıp gitmiş suya...
Yeryüzünün en güzel insanının öldüğünü duyan Tanrı, unutulmaması için O'nu her bahar açan güzel kokulu bir çiçeğe dönüştürmüş,
Narcissus, nergis olmuş.
Kıssadan hisse, benden size tavsiye,
taze bir nergis verin bugün sevgilinize...
Sonra da, nerede baharsa mevsim, rotasını oraya çevirip içinizdeki eski baharlara koşan bir gezgin gibi "Bahar getirdim sana" deyin.Baharın elinizde olduğunu unutmadan..

Gözlerindeki ırmağa baktığınızda kendinizi göreceksiniz;
dikkat edin de hayran olup düşmeyin...
Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin

HÜSEYİN SALMAN



İki Rayı Gibiyiz Bir Tren Yolunun,
Yakın Olması Neyi Değiştirir Son İstasyonun..


7 Kasım 2007 Çarşamba

101 TÜRKİYELİ VE YURDUM İNSANI

1. SANATA SAYGILIDIR: Türkler helada kuburu ortalayamazlar. Hacetlerini bırakmak için ister alaturka, ister alafranga tuvalete girsinler, hedefe isabet konusunda NATO uçaklarını aratmazlar.Yanlışlıkla bir ortalayacak olurlarsa, bu güzel eseri sonsuza dek yaşatma düşüncesiyle, asla sifonu çekmezler. Bir başkası tarafından takdir edilmek isterler. Alafranga tuvaletlerin klozetlerindeki bütün yüzey gerilim katsayısı avantajına rağmen, o meyilli alanda en çok ürik asit toplamayı başaranlar da Türkler'dir.

2. İYİ BİR İZLEYİCİDİR: Türkler'in en sevdiği seyirlik etkinlik trafik kazasıdır. Kaza hafifse, arabadan inip iki tarafa da "anlaşın" derler. Onlar anlaşana kadar da oradan ayrılmazlar. Kaza ağırsa, belki kesik ya da yanık ceset görürüm diye hız kesip duraklarlar. Hatta bazıları otoyolda dururlar. Bu çoğunlukla son duruşları olur. Türkler arkalarından gelenlere yeni bir seyir şansı yaratmaktan hiç kaçınmazlar.

3. DOST CANLISIDIR: Türkler yalnızlığı sevmez. Bu yüzden tüm dünya tanrının kendine bile tatil verdiği pazar gününde sakinlik ve huzur peşinde koşarken, Türkler birbirlerine, yani kalabalığa koşarlar. Mesire yerlerine çıkan asfalt yollarda uzun konvoylar oluştururlar, iki saatlik bir etkinlik için dört saatlerini yolda feda etmekten çekinmezler. Kadri bilinmemiş Maradonalar olarak dar alanlarda top peşinde koşar, komşularını nişanladıklarında gülmekten çekinmezler. Temiz hava almak için gittikleri yerlerden üst baş is kokmuş bir halde dönmeyi becerebilen bir Apaçi'ler vardır bir de biz Türkler.

4. SEZGİSİNE GÜVENİR: Deforme olmuş vücutlarına rağmen baktıkları her kadının kendileri ile yatmak istediğini düşünürler. Ve plajdaki her kadına sanki bikinisini giymeyi unutmuş gibi bakarlar. Yabancı kadınların da kendilerine bakarken, "niye mayonu biraz daha sıyırmıyorsun" der gibi baktığını zannederler. Libidolarını bu kesişmelerle şarj ederler.

5. SAĞDUYULUDUR: Türkler, arabadayken çiklet çiğner gibi küfür ederler. Yapılan araştırmalar, bir Türk sürücüsünün, trafikte günde ortalama 27 kez küfür ettiğini ortaya koymuştur. Ancak bu küfürlerin yüzde 77'sinde asla karşı taraftan gelen sürücüyü rencide edici bir sözcük kullanmazlar. Genellikle hedef sürücünün validesidir. Araştırmalar, her Türk sürücüsünün günde ortalama 9 kez bir başka sürücüyü öldürmeyi aklından geçirdiğini, ancak karşı tarafa yönelik tehdidini -yüzde 99,5 oranında- camı açmadan gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Böyle de bir sağduyu var işte. Hatta seslerini diğer sürücüye değil de kendi yanındakilere duyurmakla da yetinirler. Ama eğer bir gün, bir Türk bu işi arabadan inerek yapmaya karar verirse orada kan akar, hem de çok kan akar.

6. HALAY'A ZAAFI VARDIR: Türklerin yüzde 99.5'i halay çekmeyi bilmez. Fakat bu ne yaman çelişkidir ki, Türklerin yüzde 99.5'i halay çeker. Kutlama ve eğlenme Türklerin eski çağlardan bu yana sıkça yaptıkları bir edimdir. Ancak, tarihteki ilk sivil nitelikli toplu Türk kutlaması 80'li yılların sonunda Galatasaray'ın Neuchatel'i Ali Sami Yen'de yendiği akşam tüm yurtta, KKTC'de ve dış temsilciliklerimize yakın yörelerde yaşanmıştır. Yıllarca toplu gösteri yasağı altında yaşamış olan Türkler, ceberut devlet geleneğine özgü "resmi kutlama anlayışının etkisinden bir anda çıkamadıkları için sabaha kadar bu tutukluğu üzerlerinden atmaya çalışıp, ayaklarını bir ileri bir geri sallayıp durmuşlardır. Gelgelelim, görgü tanıklarının ifadelerine göre, bunda bir türlü muvaffak olamamışlardır. Bu tutukluk nedense günümüzde de devam etmektedir. Hatta kimi yerlerde bu kültür yerini artık kollarını birbirlerinin omuzlarına koyarak olduğu yerde birlikte yukarı doğru zıplayıp oley, oley oley oley şeklinde ortak ses çıkarma eylemine bırakmıştır. Yine de halay, sünnetten düğüne, kutlamadan gösteriye, direnişten bar muhabbetine her yerde ortak bir aradalık formatımız (.cgf common gathering format) olmuştur. Lakin, bu onu iyi icra ettiğimiz anlamına bugün de gelememektedir, bir türlü. Galiba Türkler, devletin bu konuda da bir şeyler yapmasını beklemektedir.

7. TELİF HAKLARINA SAYGILIDIR: İşledikleri hiçbir cinayette bir yaratıcılık, zeka pırıltısı yoktur. Her 100 cinayetten 99.5'i önceden planlanmamış cinayettir. Buradan hareketle, Türklerin spontane öldürmeyi tercih ettiği, dolayısıyla Türklerin bir anlamda spontane yaşadığı sonucuna varabiliriz. Bugün çoluk çocuk sahibi Türkler, Komiser Colombo, Baretta, San Francisco Sokakları gibi çok sayıda polisiye dizi filmi tek bölüm bile atlamadan seyretmiş olsalar da, eser sahiplerine ve telif haklarına saygı gereği oradaki yaratıcılığı mahalli cinayetlerine yansıtmayı akıllarından bile geçirmemişlerdir. Tarihte bilinen en planlı Türk cinayeti, geçtiğimiz yıl işlenmiştir. Burada bir adam karısını çok sayıda parçaya ayırıp her bir parçayı ayrı bir bölgede ortadan kaldırma yoluna gitmiş, sonra da karım kayıp, akrabasına gitti, dönmedi izlenimi vermek istemiştir. Ancak, bunu yaparken, kendisi de ortadan kaybolmaya kalkışınca, polisin sonuca gitmesi, takdir edeceğiniz gibi hiç zor olmamış ve bu cinayet, tarihimize gururla anılacak bir kilometre taşı olarak girme şansını hepten yitirmiştir.

8. GÖREV BİLİNÇLERİ TAMDIR: Türkler, trafik ışıklarında durduklarında yeşil ışığı önce arkadaki araba görür. Bunun neden böyle olduğu artık bilimsel bir kesinlik kazanmıştır. Bilim adamları, trafik ışığına kadar yarışı ilk sırada tamamlayan her Türk'ün, tam bu noktada kendi görevinin tamamlandığını düşündüğünü ve yanacak yeşil ışığın arkadaki sürücü tarafından hatırlatılması gerektiğine yönelik sarsılmaz bir inanca kapıldığını kesin bir biçimde ispatlamışlardır. Arkadaki sürücüler de bu argümanı doğrulamışlardır.

9. MİNNET EDER: Türkler insanların cehaletleriyle ödüllendirildikleri topraklarda yaşamayı severler. Buna çok ihtiyacı vardır. Bunun için çok teşekkür ederler, Allah sizden razı olsun derler. (Bkz. Çarkı Felek, Turnike)

10. HETEROSEKSÜELDİR: Türkleri dövebilirsiniz, sömürebilirsiniz, vergilerini artırabilirsiniz, paralarını konvertıbıl yapabilir, borsasını tepe taklak edebilirsiniz, ama onlara asla ibne diyemezsiniz. Sırf bu nedenle bu ülkede Merkez Hakem Komitesine başkan seçmek, yemin ederim ki, başbakan seçmekten her zaman için çok daha zor olmuştur.



Yurdum İnsanları

Hani bazi olaylar, sözler, durumlar vb. vardir.Bizim insanimizdan baskasina nasip olmaz. Iste onlardan bazilari..

1. "Nerelisin ?" sorusuna cevap aldiktan sonra otomatikmen "icinden mi?" diye sormak.

2. Amca, hala, dayi, teyze, gorumce, kayinco,eniste,elti,bacanak, kaynana, kayinpeder,baldiz, yenge, amcaoglu, halaoglu, dayioglu, vb. gibi akrabalik terimleri.

3. Gelin-Kaynana cekismesi.

4. Sigarayi çoraba veya kulak arkasina koymak.

5. Dugunlerde, eglencelerde, toplantilarda, vb. icip icip olay cikartmak.

6. Kurufasulye-pilav-cacik, at-avrat-silah,devlet-mafya-polis,kavun-beyazpeynir-raki, metin-ali-feyyaz, karpuz-peynir-ekmek,vb. gibi uclemeler.

7. Yuruyus veya dolasma esnasinda eline tesbih, değnek, sopa, vb. almak.

8. Yabanci dil ogrenirken once kufurleri ogrenmek, yabancilara Turkce ogretirken once kufurleri ogretmek.

9. Yolculuk esnasinda yanindakine "Yolculuk nere hemserim?" diye sorarak muhabbete baslamak.

10. Cirak-kalfa-usta iliskisi.

11. Buyuklerin yaninda sigara-icki icmemek, bacak bacak ustune atmamak.

12. Mektuplarda "buyuklerin ellerinden, kucuklerin gozlerinden" opup "kestane kebap, acele cevap" beklemek.

13. Kendini tanittiktan sonra diger yarismaci arkadaslara basarilar dilemek.

14. Japonlari kastederek "adamlar yapmis abi!" demek.

15. Ortaokul ve lisedeki ani-hatira defterlerine yazarken "bana kalbin kadar temiz bu sayfayi ayirdigin icin... " diye baslamak.

16. "Bizim askerdeyken bir cavus vardi..." diye baslayan askerlik anilari.

17. Utu utulemek, su sulamak, boya boyamak, uyku uyumak,yangin yanmasi, olu olmesi, vb. gibi dumur yaratan deyimler.

18. "Geldin mi?" , "uyuyor musun?" veya "oturuyor musun?" gibi gereksiz sorular.

19. "Kim O?" sorusuna "Ben!" diye cevap vermek.

20. Telefonu acan kisiye kendini tanitmadan "orasi neresi?" veya "sen kimsin?" gibi sorular sormak.

21. Neredeyse herkese, herseye takma isim bulmak.

22. Misafir gelince hemen cay suyu koymak.

23. "Senin paran burda gecmez!" deyip karsidakinin eline sarilmak.

24. Paralari cuzdana veya cebe koyarken Ataturklerin ayni tarafagelmesine dikkat etmek.

25. Dugun, lokanta, vb. gibi yerlerde masalari birlestirerek oturmak.

26. Buyuklerin "Biz sizin yasinizdayken..." diye baslayan serzenisleri.

27. Dugunlerdeki taki merasimleri.

28. Otobus, ucak, hastane, vb. gibi cep telefonu kullanmanin yasak oldugu yerlerde gizli gizli cep telefonu ile konusmak.

29. "Hamili kart yakinimdir!."

30. Yuzsuzce rusvet istedikten sonra abartip "Helal et" demek (yasanmistir).

31. Bir ise basvururken muhtardan onayli ikametkah, fotograf, nufus cuzdani sureti, noterden onayli diploma fotokopisi, askerlik belgesi vb. gerekmesi.

32. Kardan adama tekme atmak veya onu bozmaya çalışmak

33. Tikleri olan insanlarla uğraşmak

34. İskambil kağıtlarından kule yapan birinin kulesini bozmaya çalışmak

35. Cep telefonu ile bağıra bağıra konusmak

36. Reklam için duvarlara veya panolara yapıştırılan afişleri yırtmak

37. Tuvalet duvarlarına yazı yazmak

38. Trafikte bizi geçen bir aracı mutlaka yakalayıp onu geçmeyi ilke saymak

39. Ünlü birini gördügümüzde onunla fotoğraf çektirip çok samimiyiz havası vermek

40. Otobüs koltuklarını yırtmak ve üzerlerine acayip yazılar yazmak

41. Trafikte kırmızı ışıkta dururken yeşil yanar yanmaz kornaya basmak

42. Kimsenin herhangi bir konu hakkında bilgisi olmadığını anladığımız anda o konu hakkında atıp tutmak

43. Elektrik* su* doğalgaz* vergi* trafik cezası vb. faturaları son gününde ödemek

44. Kar yağdığında veya bayram gibi uzun tatillerden önce eve bolca ekmek almak

45. Grup halinde bir meydana konan güvercinlerin üzerine koşup onları kaçırmaya çalışmak

46. Evli olanların bekarlara "sakın ha evlenme!" demeleri

47. Ayni filme giden insanların filmden çıktıktan sonra filmi birbirlerine anlatmaları

48. Eline silah geçen birinin hemen o silahla şaka yapma ihtiyacı duyması

49. Arabayla yolda giderken tanıdık birini görünce arabayı şakadan onun üzerine doğru sürmesi

50. Takım elbise giyince elini cebine sokmak

51. Yeni atılmış bir betona basma ve isim yazma hastalığı

52. Gazete ve dergilerdeki resimlere sakal* bıyık ve gözlük yapma hastalığı

53. Cep telefonu kullanımının yasak olduğu ortamlarda ille de görüşme yapmak

54. Kumsalda "deve güreşi" yapmak

55. Şahin marka arabayı dogan görünümlü yapmak

56. Ağaçlara ve parktaki banklara kalp ve isimlerin baş harflerini kazımak

57. Kagit mendili kumas mendil gibi günlerce burusuk sekilde cebinde tasir.


58. Rüzgarli havalarda küller uçmasin diye küllüge su koyar.


59. Serçe parmagini kulagina sokup iyice sallayarak karistirir.


60. Ancak bir Türk gazete bulmacasini hep baskalarina sora sora çözebilme becerisini gösterip , kendisi çözdü diye sevindirik olabilir.


61 . Sakal trasi olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kagitlar yapistirir.


62. Soba borusu aktiginda yogurt kaplarini telle soba borusuna baglar.


63. Nezle olunca tuvalet kagidini uzun bir serit yaparak kullanir.


64. Dis firçasiyla disini firçalamayip da saçini boyamak için kullanan birini görürseniz , o saçini seven bakimli bir Türk'tür.


65. Konusma yetenegi olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini ögretir.


66. Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaslarina havlu tutturarak giymeye çalisip bir de arkadaslarina "bakmayin lan" diye çikisir.


67. Çorabinin kirlenip kirlenmedigini burnuna götürerek kisa süreli koklayarak anlayan kisi temizligine düskün bir Türk'tür.


68. Daha birinci telefon zili çaldiginda telefonun basina dikilen ama açmak için ikinci kez çalmasini bekler.


69. Bir dükkana girip , onun bunun fiyatini sorduktan sonra "abi araba bes dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, 2 saat
sonra gelir.


70. Cebinden çikardigi paralarin içinde en eskisini özenle arayip bulduktan sonra para üstü verir.


71. Trafikte ambulansin pesine takilarak sikisikliktan kurtulup , uyaniklik yaptigini zanneder.


72. Kagit paralarin üzerine not alir ve parayi harcadigi için notu kaybeder ve ya elden ele dolasacagini bildiginden
komik yazilar yazar. ( Paranin ön yüzüne tehlike aninda arkayi çeviriniz yazip aninda çevirince de simdi degil salak tehlike aninda yazanlardan bahsediyoruz .)


73. Çocugu yanlislikla elini kestigi veya düstügü için agladiginda elini kesti veya düstü diye çocugunu döver.


74. Taksi tuttugunda taksicinin yanina oturur .Eger üç dört kisi taksi tutuyorsa , taksi parasini veren kisi ön koltuga
oturur.


75. Kürdanla disini karistirip önce çikarip bakar , sonra tekrar agzina koyar.


76. Ütü fisi , teyp fisi veya televiyon fisi kablosunun bakir teli disari çikmis ise çocuklari elektrik çarpmasin diye bakir teli selobantla yapistirir.


77. Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanin elindeyse ve o ne izlerse digerleri de onu izlemek zorunda kalir.


78. Çantasinin içinde yeni tanistigi birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotograflarini ve aile albümünü
tasiyan birisini görürseniz hemen boynuna sarilmayin yoksa çantayi kafaniza yiyebilirsiniz , çünkü o kisi bir Türk kizidir.


79. Bir türk esnafi , müsterisinden aldigi parayi önce iki ucundan tutup iki defa gerginlestirir daha sonra da günese dogru
tutup bakarak sahte olup olmadigini anlar.


80. Evin bir odasinin ampülü patladigi zaman yenisini almayip da fazla kullanmadigi bir odanin ampülünü onun yerine takar.


81. Evinde bulunan saksilarin dibini kültablasi olarak kullanir.


82. Dislerini gazoz açacagi , findik ve ceviz kiracagi olarak kullanir.


83. Isinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk'ten baskasi olamaz. (Serefsizin oglu ne is yapmis be
kardesim, helal olsun)


84. Aracin sinyal lâmbalari dururken kolunu çikararak "dönüyorum" hareketi yapar.


85. Trafik isiklari kirmizidan yesile döndügünde önündeki herkesi salak sanarak
kornaya basar.


86. Dingildeyen bir masanin ayagina kagit sikistirma fikri bir Türk'ündür.


87. Dislerinin arasindan "viij viij" diye ses çikarir.


88. Tv'de film seyrederken filmin oyunculariyla muhatap olan (dur oraya gitme öldürecekler seni) Türk sinema severlerdir.


89. Arabasina öküz, köpek, horoz sesli korna taktirma fikrinin patenti bir Türk'e aittir.


90. Gazete kagidini en iyi sekilde kullanir.(Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi )


91. Plastik yogurt kabini saksi yapar.


92. Arabasinin arkasina yazi yazar .(Rahmetli de sollardi, tek rakibim THY, kroyum ama para bende)


93. Uçakta bulunan tanidiklarina uçak havalandiktan sonra görmeyecegini bildigi halde el sallar.


94. Çignedigi sakizi daha sonra çignemek üzere kafasindaki tülbende yapistiran bir Türk kadinindan baskasi degildir.


95. Tek abdestle bes vakit namaz kilmak için iki büklüm kivranir.


96. Desenlerini çok begenerek aldigi yeni bir mobilyanin üstünü baska bir örtü örterek kullanir.


97. Geçirdigi bir trafik kazasindan sonra kanlar içinde çikip, çarpilmis arabasina üzülür.


98. Tüp kaçiriyor mu, kaçirmiyor mu diye kibrit yakip kontrol eder.


99. Otoyolda, otomobilin gaz pedalina tugla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir Türk'ündür.


100. Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasini naylona sarmis, üzerine de ambalaj lastigi geçirmis birini görürseniz
Türk'tür o.


101. On yillik bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarini çikarmadan kullanma becerisini gösterir.


TÜRK'LERDEN DÜŞÜNDÜRÜCÜ OLAYLAR

1)Ayni sirkete ait iki otobüs yolda karsilasti, söferler ellerini birakip selamlastilar 52 kisi öldü. (MUGLA)

2)Odun kesmek için agaca çikan adam Nasreddin Hoca fikrasinda ki gibi oturdugu dali kesince dalla birlikte yere çakildi. Hastahanede öldü.(ANTALYA)

3)Bir anne yagmur girmemesi için bacayi tikadi duman çikamayinca evin içine karbonmonoksit gazi doldu.Anne ve bir oglu öldü, 3 yavru komada.(ISTANBUL)

4)Asabi çoban ot yemeyen koyunu tüfegin dipçigiyle dövmeye basladi. Tüfek ates aldi çoban öldü.(BITLIS)

5)Otlayan iki koyun evin önündeki kumu dagitti. Koyunlarin sahibi aile ile kumun sahibi aile birbirine girdi.5 kisi öldü.

6)Duvari yikip iki odayi tek oda yapmak isteyen adam isi abartti. Duvar için kazma yerine dinamit kullandi. Mahalleyi havaya uçurdu, yaralandi.(LÜLEBURGAZ)

7)Saskin köylü 3 katli evin terasinda buzagi beslemeye basladi. Buzagi bir süre sonra 250 kiloluk dev bir inek oldu. Inegi vinçle indirdiler.( ISTANBUL)

8)Kurban Bayraminda beraber deve kesmeyi planliyan 2 aile arasinda çikan tartisma sonucu jandarmanin aldigi karara göre deve 2 ye bölündü.(AGRI)

-----------------------------------------------------------------------------

Otobüs

Adamin biri bi gün otobüse biniyo ama bileti yok. Soföre biletinin olmadigini söylüyo. Soför yolculara sormasini söyleyince yolculara dönüp:- Binebilir miyim?,

Demirel

Sayın Cumhurbaskanimz Süleyman Demirel'in sair bir tarihte düzenledigi bir basin toplantisindan...-Ege bir Yunan gölü deeldir. -Ege bir Türk gölü de deeldir. -Binanaleyhh Ege bir göl deeldir..


HÜSEYİN SALMAN

Hiç yorum yok: